• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uyanisyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
  • https://twitter.com/uyanisyayinevi
  • https://www.instagram.com/uyanisyayinevi

Günün Sözü

Her zaman, her yerde kitap okuyarak büyüdüm ben. Hiçbir zaman bir kitabı yarım bırakmadım.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz ve nerelerde çalıştınız?

İzmir’de benim için çalan son okul zili Turizm Otelcilik okulunda gerçekleşti. Mezun olduktan hemen sonra Kuşadası Fantasya Oteli Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Ulusoy’un asistanlığını yaptım. Ondan önce Vakko’da kısa bir deneyimim oldu. Uzun yıllar Neşe Erberk Model Ajansında Koordinatör olarak hem İzmir’de hem de İstanbul’da Neşe Hanım ile çalıştım. Defile organizasyonları düzenlediğim gibi, bir çoğumuzun evine konuk olan yeni yeteneklere yol açtım. Ajans çalışmasının yanı sıra Yeni TV’de bir yıla yakın Moda programı yapımcısı ve sunucusu ile ekranlarda oldum.

Yazma hikâyenizi anlatır mısınız? Ne zaman yazmaya başladınız ve ilk kitabınızın adı, konusu neydi?

Yazmaya başladığım zamanı sorarsanız, okuma yazmayı öğrendiğim anda derim. Annemin bana aldığı günlük ile yazma sevdam başladı. İlk hikayem ve ilk kitabım SALINCAK. O benim yazarlığa açılan ışık kapım oldu. Salıncak’ta aile içi ilişkilerde aşırı sevgi ve sevgi adına aşılan sınırların getirdiği olaylar zinciri yer alıyor. Aşk, huzur ve trajedinin bir arada olduğu bir hikâye. Merakla okunan ve devamı istenen bu hikâye daha sonra üçüncü kitabımla daha da şekilleniyor.

Yazmaya başlamadan önce ve şu an duygularınız arasında ne gibi farklar var?

Çok güzel bir soru. Yazmaya başlamadan önce ben ne yapıyormuşum diyorum. Her daim iyi bir okur oldum. Ancak kendi dünyamı keşfetmem yazmakla gerçekleşti. Basılan kitaplarımı elime alıp okuduğumda, vurguladığım ve aktarmaya çalıştığım noktalarda kendimi daha da keşfediyorum. Kendimce eksiklerimi fark ederek, geliştirme adına hedeflerim oluyor. Yazmaya başlamadan önce, etrafımdaki olaylara ve kişilere bu denli dikkatli bakmıyor, incelemiyordum. Şimdiyse, her bir kişinin tepkisi ve mimikleri benim için çok önemli. Bu davranışım, sevdiklerime daha da önem vermemin yanı sıra, kalemime de yön veriyor.

Bugüne kadar hangi kitapları yayınladınız ve konusu neydi?

Yayınlanmış ilk kitabım Salıncak. Sevginin de zararlı olabileceğini aktardım. İkinci kitabımı yazmanın boynumun borcu olduğunu düşünerek kaleme aldım. UTANDIM kitabımın bir ışık olması dileği ile kaleme alınanlar, benim hayat hikayem. Çok şükür ki, hedeflediğim denizyıldızlarına ulaşmayı başardım. Işık olmak niyetim güzel yüreklerde buluşuyor. Okuyan güzel okurlarım, “Bizde neler yaşadık” diye düşünürdük, siz nereden nereye gelmişsiniz ve pozitifliğinize, hayata tutunuş tarzınıza hayran kaldık diyorlar. Ben kitaplarımın amaç değil, araç olduğuna inandım her zaman. Ve şimdi bunun kanıtlanması, benim hedefime ulaştığımı gösteriyor. Üçüncü Kitabım SALINCAK BEKLENEN YOLCU. Hepimizin hayatında beklediği bir yolcu vardır. Soner, hayatının gerçeklerini öğrenirken aynı zamanda SALINCAK kitabındaki hikâyenin sırlarına da şahit oluyor. Salıncak’ın devamı çok istendi, hikâyenin bitiş şekliyle oluşan sorulara yanıtlar istendi. Ben bu üçüncü kitabımla bir anlamda SALINCAK’a olan borcumu ödediğimi düşünüyorum.

Yazarken nelerden ilham alırsınız?

Görsel hafızamı geliştirmek en zevk aldığım şeydir. Çok fazla film seyrederim. Her tür filmi seyrederim. An gelir bir sahneden ya da bir kelimeden bir hikâye oluşur bende. O andan itibaren hikâyenin hatları için kalemi elime alırım.

Yazmak  için  önce neler yapmak lazım, okumadan yazan ve hemen kitap çıkarmak isteyen o kadar çok ki bu konuda ne diyeceksiniz?

Her zaman, her yerde kitap okuyarak büyüdüm ben. Hiçbir zaman bir kitabı yarım bırakmadım. Beğenmediysem, neden beğenmediğimi bulmaya çalıştım. Evet, ne kadar çok kitap okursanız, o kadar fazla kelime hazineniz olur. Ayrıca bir sözlüğünüz olmalı. Klasikleşmiş kelimeler yerine aynı duyguyu ifade eden farklı kelimelerin yer aldığı cümleler daha etkili olacaktır. Bunun yanı sıra, görsel hafızanızın güçlü olması lazım. Hikâyenin önemli olduğu kadar, görmeyen sadece hayal ederek hikâyeye dâhil olmaya çalışan okuru feth etmeniz gerekiyor. Bu da, karakterlerin hareket ve duygularını iyi ve etkili aktarmanız gerekiyor. Bunu başarmanızın bir yolu da, gözlem yaptığınız kişilerin ya da seyrederken filmin karakterlerinin rollerinden geçiyor. Siz gözünüzde canlandırdığınızı kaleme aktarabiliyorsanız, okurda okurken gözünde ve zihninde canlandırabilir. İşte o zaman okur derki, bir nefeste okudum. İşte hepimizin amaç edindiği, hedefindeki kitap böyle ortaya çıkar.

İyi yazmanın bir formülü var mı? Sizce nedir?

İnsanın yaşamadığı, tecrübe etmediği duyguları ve olayları aktarması biraz daha zor. Ben yazmaya başladığım anda, kendimi keşfetmeye başladım demiştim. Yazmak aslında, kişinin kendine olan yolculuğudur. Mutlaka hikâyesinde, cümlesinde vardır yaşadıkları. Hikâyeyi dışarıda aramasınlar. O hikâye içlerinde gizli. Ben dâhil, birçok ünlü yazar biliyorum, her daim kendi hayatlarından kesitler o cümlelerde saklı. En özellerine kadar. O nedenledir ki, mum ışığında, sakin bir ortamda kendilerine kulak versinler. Mutlaka o fısıltıyı duyacaklardır.

Çok satan mı çok okunan mı çok tanınan yazar mı daha verimlidir sizce?

Bu soruyu kendime göre yanıtlamam gerekirse, benim verimli olmam bir şekilde oluyor. Dualarıyla, teşekkürleriyle bana ulaşan o güzel yürekler, “her daim yazmalısınız, bana ışık oldunuz” denildiği an, ben kendimde bir sorumluluk hissediyorum. Bir amacım var çünkü. Yazdıklarıma kişinin kendi dünyasında bir yolculuğa çıkmasını ve oradan gülümseyerek, güçlenerek çıkmasını amaç edindim. O nedenledir, birçok bitmiş hikâyem varken UTANDIM kitabıyla kendi hayatımın en gizli yaşanmışlıklarını kâğıda, gönüllere döktüm. Ama şu da var ki, birçok yazar biliyorum, yeni yazarlardan hikayeler alarak, kendi düzenlemeleri ve eklemeleriyle kitap bastırıyorlar. Ki çok sevdiğim bir yazarı, bu nedenle takip etmeyi bıraktım. Bence yazarlık bu değildir. Yazmak zorunda hissederseniz, kendinizi kapana kısılmış hissedersiniz ve tükenmişlik sendromu var olur. O kalem yazmaz. Para kazanmak amaçlı yazılan kitaplarda okunduğu zaman kendini belli ediyor.

Daha iyi yazmak için neler yapıyorsunuz?

Toplumsal olarak sorunlarımızı, bizlerin özlemlerini, zararlı ve eksik olan her durumu fark etmeye çalışıyorum. Olaylar karşısında verilen duygusal ve fiziksel tepkileri inceliyorum. İnsanların her türlü mimikleri, hareketleri benim için çok değerli ve önemli. Görsel hafızamı genişletmeye çalışıyorum ve tabii ki kitap okuyorum.

Çalışmış olduğunuz yayınevleri ve ilgili kişileri hakkında ve halen çalışmakta olduğunuz yayın evi ve ilgili kişileri hakkında görüşlerinizi bildirir misiniz?

Yayınevleri yazarlar için aslında büyük bir sorun. Yazmaya karar veren ve hatta yazılmış hikayesi olanlar daha ilk adımda hayal kırıklığına uğrayabiliyorlar. Yurt dışındaki sistem maalesef ki bizim ülkemizde mevcut değil. Kitabınızı bastırdınız diyelim, maalesef matbaa bilinciyle mevcut olan yayınevleri dağıtımı güzel sağlayamadığından ve basılan kitabının reklamını yapamadıklarından dolayı, yazar bu konuda sıkıntı yaşıyor. İsim vermek doğru olmaz ancak bir kitap bastırmaya karar verirseniz, iyice soruşturmanızı tavsiye ederim. Şimdi ki yayınevim, Uyanış Yayınevi ile güzel bir çalışma gerçekleştirdik. Benim için ve birçok okur için önemli olan kitapların kapakları için ve sayfa düzenlemesi için yaptıkları çalışma tebrike layık. Ben bu çalışmayı büyük bir keyif alarak yaptım. Şunu hissettim ki, yayınevim ile aynı amaç içindeyiz ve iki tarafta elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışıyor.

Bugüne kadar hangi kurum veya kişi öncülüğünde katıldığınız kitap ile ilgili ortak projeler nelerdir ve konusu amacı nedir?

Üçüncü kitabımın yeni bitmesine rağmen, tabii ki ben yazmadan duramam. Yazmamın nedeni zaten kendimi mutlu etmeye çalışmak. Yazarken mutlu olan ben, şimdi gazeteci bir arkadaşımla birlikte kelimelerimizi buluşturuyoruz. Bugüne kadar yazılmamış tarzda bir kitap olacağından dolayı, bu projeyi büyük bir heyecanla kabul ettim. O heyecanla da, yazmaya başladık.

Rahmetli olmuş ya da yaşayan yazar ve şairlerden benimsediğiniz kimlerdir?

Hikâyelerimdeki sadeliği Ömer Seyfettin’in hikâyelerindeki sadeliğe çok benzetiyorlar. Ki benim en sevdiğim yazarlardandır. Hikayelerimin şekillenmesinde bana yardımcı olan ise tüm kitaplarını okuduğum Agatha Christie’dir.  Dan Brown, Cengiz Aytmatov hepsinin o etkili sunumlarının hayranıyım. Elbette saymakla bitmez, üstatlar.

Yazar ve şair arkadaşlara söylemek istediğiniz bir çağrınız var mıdır?

İçlerinden geldiği gibi şekillendirsinler harfleri. Cümleleri kuran, iç sesleri olsun. Bir amaç uğruna var olduğumuz bu hayatta, ürettiklerimizin bir amaç değil araç olduklarını düşünerek yazarlarsa, yazdıkları ve aldıkları sonuçlar onları mutlu edecektir. Her güzel şey emek ister. O nedenle yazarlık hayatlarında ki hedeflerini yıllara yaysınlar.

İyi yazar-şair olmak isteyenlere ya da bu işe yeni adım atacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?

Hissetmediğiniz, yaşamadığınız olayları etkili bir şekilde aktarmanız zordur. Ya çok fazla araştırma yapmanız gerekiyor, ya deneyimlemiş olmanız gerekiyor, ya da çok gözlem yapmış olmanız. Yaşanmışlıklarımıza artı olarak, gözlemleri kaliteli yaparsak ve araştırarak netleştirirsek, her yazılan kitap bir eser olacaktır. Kötü kitap yoktur. Çok büyük emekle yazılmıştır hepsi. Ve bir gün o hikâye, güzel bir gönülde yerini alacaktır. Kaleminiz her yazdığınız kelime ile güçlenecektir. Yazmaktan asla vaz geçmeyin, pes etmeyin. O kalem bir kere hareket etmişse kelimelere doğru, size sadece ona eşlik etmek düşer. Hepimizin yolu açık olsun.

Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?

Ben sizlerin duygularınıza eşlik etmeye geldim. Belki bir nebze, yaşadığınız sıkıntı dönemlerinize, acılı anlarınıza dokunmak istiyorum. Ama ne olursa olsun yazılan hikâye ile o sizi üzen düşünce ve olaylarda kendinizi fark ederek, güçlenerek çıkmanız benim hedefim. Tek bir hedefim var, yazdığım hikâyelerle gönüllerinize misafir olmak ve vedalaşırken sizi tebessümle uğurlamak.



2002 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Okuyalım, Okutalım
Site Haritası