• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uyanisyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
  • https://twitter.com/uyanisyayinevi
  • https://www.instagram.com/uyanisyayinevi

Günün Sözü

Ailesine razı olan rahat eder, vefa gösterenleri yüce Allah mükafatlandırır.

Yuvadaki mutluluğun şifresi; rıza, vefa, sevgi ve sabırdır, diyor bir âlim.

Önce şunu bilelim: Evlenen iki kişi birbirinin nasibidir. Bu nasip, Allah’ın ilminde kesinleşmiş bir takdirdir. Bu nasibe razı olmak imanın gereğidir.

Ona helâlinden ulaşmak farz olduğu gibi, ulaşınca hakkını korumak da farzdır.

Hayırlı eş Allah’ın kuluna özel bir ikramıdır, hayırsız eş ise dünyanın en ağır imtihanıdır.

Ailemizin saadeti onu acısıyla birlikte kabul etmeye bağlıdır. Bu işin temeli de rızadır.

Ailede mutlu olmak için karı kocanın birbirlerinin her şeyinden hoşlanması gerekmez. Koca hanımının bir huyundan veya durumundan hoşlanmadığı zaman onu hemen gözden ve gönülden çıkarmamalıdır. Kadının kocasına karşı durumu da aynıdır. Kim bilir nefsimizin hoşlanmadığı o durum içinde nice saklı hayırlar vardır. Bu, ileride gözükecektir. Sabredilirse anlaşılır.

Ailedeki mutlulukta rıza ve vefa çok önemlidir. Ailesine razı olan rahat eder, vefa gösterenleri yüce Allah mükâfatlandırır.

Bir olaya sadece nefisle değil, aynı zamanda vicdan, akıl, insaf ve sevgiyle de bakmalıdır.

Sevdiğimizi kusuru ile kabul etmek mutluluk için ilk adımdır. Ayrıca onun yükünü çekmek, sıkıntısına sabretmek, hatasını affetmek, onun için hayır dua etmek iyi geçim için vazgeçilmez şeylerdir. Aslında sevginin zevki de bu çile içinde gizlidir.

Bir ailenin çok basit tartışmalardan dolayı birbirine kızıp küserek hemen boşanmayı düşünmeleri doğru değildir. Bu konuda yüce Allah bütün aile reislerini şöyle uyarmaktadır:

“Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (hemen boşamaya gitmeyin, sabredin ve şunu bilin) sizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah pek çok hayır yaratır. ” Nisâ 4/19.

Aynı şeyler kadından da istenir.

Kusursuz dost arayan kimse yalnız kalır. Kusursuz insan nerede? Bir kimsenin iyi hali kötü halinden daha fazla ise o kimse iyi insan kabul edilir ve kusurları affedilir. Yeter ki bu kusurlar Allah’a şirk koşmak ve namusunu kirletmek gibi kusur ve günahlardan olmasın.

Bu konuda Rahmet Peygamberimiz (s.a.v) aile reislerine şu inceliği hatırlatmıştır:

“Kadın aslı itibariyle farklı yapıda yaratılmıştır, onu sürekli aynı halde tutamazsın. Onunla bulunduğu o halde geçinmeye bak. Yoksa onu istediğim gibi dosdoğru yapayım dersen kırarsın. Onun kırılması boşamaktır. Buhârî, Nikâh, 79; Müslim, Radâ’, 59; Tirmizî, Talâk, 12;ibn Hibbân, Sahîh, nr. 4179; Ahmed, Müsned, 2/449.Haksız ve gereksiz yere boşamak ise yüce Allah’ın hiç sevmeyip gazap ettiği bir iştir. 

Diğer hadiste şöyle buyrulur:

“Mümin erkek bir kusurundan dolayı hemen hanımına kızmasın. Onun bir huyundan hoşlanmazsa hoşlanacağı ve razı olacağı başka bir huyu vardır, ona baksın.” Müslim, Radâ’, 61; Begavî, Mesâbîhus-Sünne, nr. 2417; Münzirî, et-Tergîb, nr. 2882.

En geçimsiz insanda bile hoşa gidecek bir taraf bulunur. Kadın veya erkek birbirinin önce iyi taraflarını düşünmelidir. İyi yönüne şükretmeli, kötü yönünü ise sabredip idare yoluna gitmelidir. Eğer bir kadın namus kusuru işlemiyorsa, onun diğer davranış bozukluklarına sabredilmelidir.

Sabır ve idare ahlâkına sahip olan kimse, hem emanetine aldığı ailesine iyi davranıp sevap alır hem de çilenin içindeki huzuru yakalamış olur.

0 BENİM IÇIN BİR SERVETTİ

Bir Hak dostunun hanımı oldukça sert, geçimsiz ve sevimsizdi. Kocasına her gün dili ve haliyle sanki cehennem azabı çektiriyordu. Bu zat ise onun her haline sabrediyor, nefsini sabra alıştırıyor, bu ateşin içinde her gün pişiyordu.

Güzel ahlâkı elde etmek için bunu bir fırsat görüyordu. Bunun için onu boşamayı hiç düşünmüyordu.

Bu zatı tanıyan dostları onun durumuna çok üzülüyordu. Kadına hiçbir nasihat fayda vermiyordu. Öyle oldu ki bu zata acıyan bazıları kadının ölümü için dua etmeye başladılar.

Bir gün kadının eceli geldi, öldü. Kocasının dostları o günü bayram ilân ettiler.

Kadını bir an evvel toprağa verdikten sonra sevinerek kocasının yanına geldiler; ona,“Efendim, biz size taziyeye değil, tebrik etmeye geldik; gözünüz aydın olsun, kurtuldunuz!” dediler.

Allah dostu sakin ve düşünceliydi. Yüzünde bir sevinç izi yoktu. Aksine değerli bir şeyini kaybetmiş gibi üzüntülüydü. Bunun sebebini şöyle açıkladı:“Ben bugün gerçekten çok üzgünüm. Bu kadın benim için bir servetti. Ben onun kötü huylarına sabrederek yüce Rabbim’in razı olacağı güzel ahlâkları elde ediyordum; böylece pek çok sevap ve mânevî derece kazanıyordum. Ne yazık ki şimdi bu servetim toprağa gömüldü, böyle bir kâr kapısı kapandı!”

Demek ki mutlu olmanın yolu çoktur. İnsan biraz işlerin sonunu düşünse, biraz geniş olsa, biraz da aklını ve gönlünü kullansa çok şeyin üstesinden gelir.

En geçimsiz insanda bile hoşa gidecek bir özellik bulunur.

Sırf güzellik ve zenginlik saadet için yetmez.

Her Şey Para ve Güzellik Değildir

Bu dünyada tek mutluluk sebebi para veya güzellik değildir. Hanımı güzel, kocası zengin olan bütün ailelerin mutlu oldukları düşünülmesin. Sırf güzellik ve zenginlik saadet için yetmez. Hatta bunlar çoğu zaman aile için saadet yerine felâket sebebi olmaktadır.

Bunun için Allah Resûlü (s.a.v) yuva kuracak gençlere, mutluluk için dindar, akıllı ve dengeli kadını tercih etmelerini tavsiye etmiş; bazen güzelliğin, zenginliğin ve nesebin âfet sebebi olacağını hatırlatmıştır. bk. Bezzâr, Müsned, nr. 1404; Taberànî, et-Kebîr, 18/38- 39; Heysemî, Mecmauz-Zevâid, 4/255.

Hanbelî mezhebinin imamı Ahmed b. Hanbel (rah), iki tane kızı olan bir aileye kız istemeye gitmişti. Kızların biri çok güzeldi, diğerinin ise bir gözü kördü.

Ahmed b. Hanbel,“Hangisi daha akıllıdır?” diye sordu; bir gözü olmayanın daha akıllı olduğunu söylediler. Büyük âlim,“Beni onunla evlendiriniz, ben onu tercih ediyorum” dedi. Ebû Tâlib el-MekkÎ, Kalplerin Azığı: Kutü’I-Kulûb, 4/448 38

Tarihte güzelliğin veya paranın şımarttığı insan pek çoktur. Ruh doktorları hastalarının çoğunluğunu zenginlerin ve güzel kadınların oluşturduğunu söylüyorlar.

Nesebi, itibari, mesleği ve güzelliği ile kocasının başını sıkıntıya sokan kadınlar da az değildir.

Allah korusun, nefis haramlarda huzur aramaya başlayınca, ailede ne vefa kalır ne de safa.

Özü gibi yüzü de güzel, gönlü gibi dili de tatlı, mâneviyatı gibi maddiyatı da zengin olan fakat asla kul olduğunu unutmayan edep timsali nice erkek ve kadınlar da vardır. Onlar herkes için sevgi ve edepte rehber insanlardır.

Müslümanların yüz akıdır.

Tekrar hatırlatıyoruz:

Mutluluk cefada gizli, vefada saklı bir mânevi safadır.

Mutluluk edepli olmaktır.

Bunun ölçüsü, edep peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.v) uymaktır.

Mutluluk, Cenâb-ı Hakk’ı ve halkı razı ederek sevinmektir.

Mutluluk, sevdiklerimizi sevindirerek huzur bulmaktır.

Mutluluk, nefsimizle birlikte ruhumuzu da sevindirmektir.

Mutluluk, cennete giden yolu seçmektir.

[Koca hanımının bir huyundan veya durumundan hoşlanmadığı zaman onu hemen gözden ve gönülden çıkarmamalıdır. Ailesine razı olan rahat eder, vefa gösterenleri yüce Allah mükâfatlandırır.]



3670 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Okuyalım, Okutalım
Site Haritası