• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uyanisyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
  • https://twitter.com/uyanisyayinevi
  • https://www.instagram.com/uyanisyayinevi

Günün Sözü

Evliya Çelebiler, Mimar Sinanlar, Şair Nâbîler hâlâ eserleriyle aramızdaysa gönül insanı oldukları içindir.

Aynı anda her yaşı birden yaşayabilmek manevi âlemde mümkündür. Bir çocuk gibi meraklı, bir genç gibi istekli, bir yetişkin gibi mantıklı, bir ihtiyar gibi tecrübeli davranabilmektir hüner.

İnsan yaşından çok kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini öğrenmeli hayatta. Gönül yaşı itibariyle hem çocuk, hem genç, hem yetişkin, hem ihtiyar olanlar derhal harekete geçmeyi de bilirler, bir ömür sabretmeyi de.

Beşikten mezara” ilimle meşgul olması gerektiğini bilen insanlar için terbiye (eğitim) doğumdan önce başlar ve ömür boyu sürer. Nice gençler vardır ki 100 yaşındakilerden daha bilgilidirler. Yüz yaşına gelmiş bazı insanlar ise o yaşta bile “Ben bu dünyaya neden geldim?” diye düşünebilirler. Hatta birçoğu hayatlarının ne manaya geldiğini anlamadan bu dünyadan göçüp giderler.

Biz de bu yazımızda yaş, insan ve eğitim meselesine değineceğiz. Yeri gelmişken “takvim yaşı” ile “zekâ yaşı” kavramlarından bahsetmemek olmaz. Biz biraz daha cüretkâr davranarak yaşın gönülle irtibatını inceleyecek ilmi araştırmalara vesile olmayı umarak, bu bahse “gönül yaşı” kavramını da ekleyeceğiz.

Takvim yaşı

İnsanın doğum gününden itibaren hesapladığımız yaşına takvim yaşı diyoruz. Takvim yaşının büyümesi için yaşıyor olmak yeter ve bunu hesaplamak için kimliğe bakmak kâfidir. Bedeni, zekâyı, davranışları hep bu yaşa göre değerlendiririz. “Kaç yaşındasın?” diye sorulan takvim yaşıdır. İnsanı değerlendirme ve ölçmenin temel kriteridir takvim yaşı.

İşte insan bedeninin takvim yaşıyla uyumlu olması beklentisini çok güzel anlatan bir misal: Doktor, sol bacağındaki şiddetli ağrıdan yakınan hastasına  “Yaşlılıktandır.” der. Bunun üzerine hasta itiraz eder: “Öbür bacağım da aynı yaşta, o niye ağrımıyor!?”

Gerçekten de bedenin ve aklın yaşla uyumlu bir gelişme göstermesi beklenir.

Fiziki gelişimi akranlarından geride olan çocuk için “İyi besleyin, küçük kalmasın.” deriz. Aynı yaklaşım davranışlar için de geçerlidir; yaşının adamı olmak, kalıbının adamı olmak önemsenir.

İster bedenî olsun, ister zihnî olsun, gelişmenin beklenenden farklı hızda seyretmesi bazı avantajları ve dezavantajları beraberinde getirir. Yaşından beklenmeyen bir çeviklikle hareket eden ihtiyarlar ve büyümüş de küçülmüş afacanlar takdir edilirken genç yaşta saçı ağaranlara “Vah vah, tüh!” edilir.

Olgunluktan uzak davranışlar sergileyenlere ‘Yaşından başından utan!” denir.

Eğitim ve yaş

Eğitimciler de, veliler de biliyor ki pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de yaş önemli. Üstelik askerlik yaşından, evlilik yaşından, emeklilik yaşından daha önemli eğitim yaşı. Yaşı gelen çocuk, gecikmeden okul hayatına atılmalı. Çünkü demir tavında dövülür, ağaç yaşken eğilir.

Çocuğu, eğitime yeni başlayacak bir kadının, eğitime başlama zamanını sorduğu bir âlimden aldığı cevap meşhurdur: “Eğitime başlamakta geç kalmışsınız!” Beşikten mezara, ilimle meşgul olması gerektiğini bilen insanlar için terbiye (eğitim) doğumdan önce başlar ve ömür boyu sürer.

Zekâ yaşı

Akıl yaşta değil, baştadır. Bununla birlikte, Cenap Şahabeddin’in dediği gibi, aklı başa yaş getirir. Akıl ile yaş çoğu insanda at başı ilerler. Bu yüzden insanlar yaşı yaşına uygun kimselerle baş başa verir, genellikle. Bazılarının zekâ yaşı ise takvim yaşından ciddi anlamda ileride yahut geridedir.

Zekâ, boy ve kilo gibi doğrudan ölçülemediği için, geçerliliği ispatlanmış testlerle kişinin önce zekâ yaşı belirlenir. Zekâ yaşının takvim yaşına oranı kişinin zekâ bölümünü belirlemede temel kıstas kabul edilir. Zekâ yaşı takvim yaşından belirgin farklılık gösteren kişi normal sınırların dışında kabul edilir.

Takvim yaşı 6, zekâ yaşı 8 olan bir çocuğun IQ skoru 133′tür ve bu çocuk üstün zekâlı olarak nitelendirilir.

Okula erken başlama hakkı olan çocukların (60-66 ay) fizikî ve zihnî yeterliliklerini inceleyen eğitimciler onların zekâ yaşlarını da dikkate almaktadırlar.

“Çocuk okula hazır mı?” sorusuna cevap arayan ailelerden bazıları, çocuklarının kaabiliyetlerini gördüklerinde yeni bir sorgulamaya başlamaktalar: “Okul bu çocuğa hazır mı?”

Okul(dakiler) üstün yetenekli çocuğa hazırsa ne kadar güzel!

Zekâ bakımından üstün olmak, güreş için doğuştan pehlivan ensesine sâhip olmak gibidir. Uygun gelişme ortamı, tecrübeli eğitimciler, motivasyon ve doğru yönlendirme ile harika neticeler elde edilebilir. Aksi takdirde potansiyel tek başına pek işe yaramaz. Başarıda aslolan azimdir, çabadır. Gezen tilki, yatan aslandan yeğdir. Takvim yaşından da zekâ yaşından da önemli olan, bazen gözden akan yaşlardır, bazen alından akan ter. Yorgunluğu göze almak, yorulmaktan zevk almakla mümkündür. Bunun için de gönüllü olmak gerekir.

Gönül yaşı

Yaşla ilgili tuhaf bir tavrı vardır insanların. Çocuğun büyük göstermesi, yaşlılarınsa yaşını göstermemesi tercih edilir. Aynı çifte standart, zekâ yaşı için de geçerlidir. Küçüklerin zekâ bakımından ileride olması arzu edilirken, yaşlıların gençler gibi dinamik bir zihne vehafızaya sahip olması istenir.

Ya gönül yaşı? Onda da takvim yaşı ve zekâ yaşındaki tezat var mıdır? Vardır tabii… Yaş yaşa benzer, gönül yaşında da vardır, büyümeyi isterken yaşlanmayı kabullenmemek… İşin sırrı da buradadır zaten. Aynı anda her yaşı birden yaşayabilmek iç âlemde mümkündür. Bir çocuk gibi meraklı, bir genç gibi istekli, bir yetişkin gibi mantıklı, bir ihtiyar gibi tecrübeli davranabilmektir hüner. Gönlünüz bu karmaşayı(!) yaşayabiliyorsa doğru yaşıyorsunuz demektir.

Âlemin özü olduğunu fark eden insanların iç dünyasında zaman bir farklı akar. Gönül yaşı itibariyle hem çocuk, hem genç, hem yetişkin, hem ihtiyar olanlar derhal harekete geçmeyi de bilirler, bir ömür sabretmeyi de. Yol dikenliyse ufka, zafer uzaksa sefere odaklanırlar. Saate değil işlerine bakar onlar.

Evliya Çelebiler, Mimar Sinanlar, Şair Nâbîler hâlâ eserleriyle aramızdaysa gönül insanı oldukları içindir. Gönül dünyasında biyolojik saat işlemez. Yaş ilerler; fakat gönül hiç ihtiyarlamaz. Beden ferman dinlese de gönül dinlemez. O, kurallara sığmayan sonsuz bir yolculuktadır. Onun azami yaş sınırı yoktur. Dolayısıyla gönül için yolun yarısı da yoktur.

Cesaret, azim, kararlılık… Hepsi gönül işidir. Asıl gençlik gönül gençliği, asıl zenginlik gönül zenginliğidir. Gönülden geçenlere kavuşma zamanı, tek başına ne takvim yaşıyla ne de zekâ yaşıyla ilgilidir. Başarıda asıl belirleyici olan, gönül yaşıdır.

Yaş farkı

Bundan sonra, nasıl olup da bazılarının diğer insanlardan daha başarılı olduğu sorulduğunda gönül rahatlığıyla “Yaş farkmdandır!” diyebilirsiniz. Keşke herkes bu farkın farkına varabilse…

İnsanlar arasındaki farklılığı belirleyen, insanın kendi içindeki farklılığıdır. Zekâ yaşınız, ondan da önemlisi gönül yaşınız (tecrübe ve manevi coşku), takvim yaşınızdan ne kadar farklıysa siz de o kadar farklı bir kişiliğe sahip olursunuz. Gelin, buna yaş farkı diyelim.

Beden / ten… Kafa gözüyle görülür olması en çok ona yatırım yapılmasına neden olmaktadır. Çoğu kimse iç organlarından ziyade cilt bakımıyla, deyim yerindeyse kaportayla ilgilenir. Kozmetikle, estetikle takvim yaşını saklamaya çalışır.

Akıl / beyin… Kısa vadeli sınavlar ve rekabet ortamları onun varlığını hatırlattığından ona da az çok yatırım yapılır… Zekâ yaşının takvim yaşından önde gitmesi tercih edilir.

Ruh / kalp… En önemli olan, fakat en çok ihmal edilendir. Gönül yaşına verilen değer “Benim gönlüm genç!” tesellisinden öteye geçmez. Sınırlı bir hayat için de olsa vücut çalışmayı ihmal etmeyen insanoğlu, sınırsız bir hayat için ruh çalışmayı düşünmez. Spor için gittiği salonlara para akıtırken, kapıları ardına kadar açık olsa da ruhunu geliştireceği mekânlara uğramaz. Hem bedeni hem zihni faaliyetlere zaman ayırırken gönül dünyasını ihmal eder.

Yaşın ilerlemesi olgunlaşmak demektir. Bununla birlikte gücü YETMEK (takvim yaşı), aklı ERMEK (zekâ yaşı) önemsenir de gönlü OLMAK (gönül yaşı) umursanmaz.

Ne diyelim, çok yaşayın. Yaş farkınız açılsın gitsin. Takvim yaşınızla zekâ yaşınız bedeninizden hızlı, gönül yaşınız gönlünüzce büyüsün. Rabbim gönlünüze göre versin ve gönlünüzde olanı hakkınızda hayırlı, hakkınızda hayırlı olana da gönlünüzü râzı eylesin.

İdris Eren

İnsan ve Hayat



1477 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Okuyalım, Okutalım
Site Haritası