Piyango bileti almak için vatandaşlar kuyruğa giriyor, hayal kuyruğuna.

Oradan bilet alacaklar, birine para vuracak, zengin olacak. Peki, şimdi burada kaçta bir ihtimal var, kaç yüz bin de bir ihtimal var?

TDK sözlüğünde piyango; düzenleyenlerce bastırılmış numaralı kâğıtları satın alanlar içinden, kazananların kura ile belirlendiği talih oyunu; kumar ise ortaya para koyarak oynanan talih oyunu olarak açıklanıyor. Kumarla piyango arasındaki bu aşırı benzerlik dikkat çekiyor.

Şans oyunlarından para kazananların oranı, oynayan sayısı ile kıyaslandığında sıfıra yakındır. Buna rağmen ekonominin kötüye gittiği dönemlerde şans oyunlarına rağbet artar. Bu sene de vatandaş, boş bir hayal uğruna 45 lira olan biletlerin yüzde 99,5’ini satın aldı. Üstelik bir şey kazanan da olmadı.

Şans oyunları insanların hayatında sadece bir kısır döngü oluşturmakla da kalmıyor, aynı zamanda finansal durumlarının daha kötüye gitmesine de sebep oluyor. Zaten şans oyunlarının mantığında kazandırmak yok, yüzde yüz kaybettirmek var.

Şans oyunlarını oynayanların çoğu, şansını denemek için, eğlence maksadıyla oynadığını söylüyor. Fakat işin özünde asıl rol sahibi fakirlik, bağımlılık ve umutsuzluk olduğu görülüyor. Yapılan araştırmalar, en fakir bölgelerde şans oyunlarının daha fazla oynandığını gösteriyor. Üstelik fakirler, piyangoyu, zenginler gibi eğlence amaçlı değil kesinlikle para için oynuyorlar.

Dopamin ve beyinde gerginlik

Araştırmacılar kazananların ilk günlerdeki mutluluk ve heyecanın, daha sonra yerini kaygı ve endişeye bıraktığını söylüyor. Bunun bilimsel açıklaması şöyle yapılıyor: Beyin hücreleri arasında bilgi transferini sağlayan (nörotransmiter) dopamin denilen bir hormon vardır. Bu hormon aynı zamanda mutluluk ve bağımlılıkta aktif rol üstlenir. Dopaminin vücutta yüksek miktarda olması, olumlu bir ruhsal hal sağlar. Uyuşturucu, bilgisayar oyunları veya diğer bağımlılıklarda, dopamin yine çok etkilidir. İlk zamanlarda aşırı miktarda salgılanacak olan dopamin, daha sonra beyinde karmaşık bir biyo-kimyasal salgı oluşmasıyla yerini gerginlik ve depresyona bırakır.

İnsan ve Hayat

Yorumlar