Sevginin sevgiyle, yeni boyutlar kazandığı bir toplumda, sevgi alınır, sevgi satılır.
Sevgi toplumunda hiçbir sevgi, daha derini hayal edilmeyecek kadar büyük değildir. Nefret çağında, sevgide sınır tanımayanlar, sınırsız sevginin kaynağı olurlar. Sevgi toplumunda insanlar, ulaşılmayacak sevgiyi hayal etmezler. Onlar ne hayal ediyorlarsa, hayal ettiklerine ulaşırlar. Çünkü, Albert Einstein'in vurguladığı gibi: 'Hayal gücü, bilgi gücünden daha önemlidir.' Hayal gücü, bilgi toplumlarında değil, sevgi toplumlarında zenginleşir. Bilgi toplumu, insanları tabiatın sevgi dolu bağrından aldı, göklere savaş açarcasına uzanan, gökdelenlerin bağrına attı. İnsanlar tabiatın sınırsız zenginliklerinden uzaklaşarak, gökdelenlerin sınırlı dünyalarına kapandılar. Dünyanın neresinde olursa olsun, bütün büyük kentlerde, insanlar tabiattan uzaklaştıkça, insanları bir arada tutan sevgiden de uzaklaştılar ve birbirlerine büyük ölçüde yabancılaştılar. Bilgi toplumunun büyüttüğü, gökdelen ormanına dönüşen kentlerde, insanlar nereye giderlerse gitsinler, karşılarına dışarıya bütünüyle kapalı cam duvarlar çıkıyor. İnsanları birbirine yabancılaştıran bilgi toplumunda, sevginin yerini akıllı telefonlar aldı. Hayatın hangi alanında çalışırsa çalışsın, insanların yüzleri artık telefon ekranlarında görülüyor. Ekranlı telefonlar, küçülen aileleri iyice küçülttüler. Bilgi toplumunda akıl gözüyle, sevgi toplumunda gönül gözüyle görülür. İnsanlar ne hayal ederlerse, onu görürler, onunla yaşarlar. Ancak akıl gözüyle, gönül gözüyle görülenler görülmez. Bunun için, Anadolu'nun bilgileri, 'Akıl hesap yaparken, gönül güler' derler. Sevgi toplumun gücü, akıl gözünden önce, gönül gözüyle görülmesinden kaynaklanır. Gönül gözü, sevginin gözüdür. Bilgi toplumu, insansız üretim peşinde koşarken, sevgi toplumu insanla üretim peşinde koşar. Bilgi toplumunda akıl alınır, akıl satılır. Sevgi toplumunda gönül alınır, gönül verilir. Sevginin gücünü bilenler, hem kendilerini, hem çevrelerini değiştirirler. Sevgi toplumunda, insanlar hayatın dış yüzünü gördükleri kadar iç yüzünü de görürler. Bu yüzden, sevgiyle silahlanan sevgi toplumlarında, insanların hem akıl, hem gönül gözlerinin görme güçleri, ufuk ötesi açılımlar kazanır. Sevgiyle yoğrulan toplumlarda, insanların dış dünyalarından önce iç dünyaları zenginleşir. Gönül dünyalarını zenginleştiremeyenler, akıl dünyalarını, zenginleştiremezler. Hayatın içn zenginliği dış zenginliğinden daha önemlidir. İnsanın iç dünyası dış dünyasına yansır. Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN |
1544 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |