• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uyanisyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
  • https://twitter.com/uyanisyayinevi
  • https://www.instagram.com/uyanisyayinevi

Günün Sözü

İnsan, iyilik ve kötülük potansiyeli ile doğar.


İnsan, iyilik ve kötülük potansiyeli ile doğar. Yani fıtri olarak yardımseverlik, şefkat, adalet potansiyeline sahip olduğu gibi, cimrilik, öfke ve haset gibi patolojik eğilimlere de sahiptir. Fakat çocuk doğup büyüdüğü ailenin ve çevrenin de etkisiyle bu potansiyellerinin farkına varır ve nerede nasıl davranması gerektiğini öğrenir.

KISKANÇLIK yıkıcı bir duygudur ancak bu duyguyu sevgi ile tedavi etmek mümkündür. Yani kıskandığınız kişinin haklarına saygı gösterir ve ona sevgi ile bakarsanız bu duygunuzun kardeşlik ve sevgi ve anlayışa dönüştüğünü görürsünüz. Kıskançlığın temelinde kişinin yoksunluk, kaybetme korkusu ve karşı tarafın sahip olduğu şeyleri kabul edememe duygusu vardır. Oysa hayatın gerçeğinde böyle bir şey mümkün değildir. Allah her insana farklı nimetler vermiş, herkesi farklı şeylerle imtihan etmiştir. Eğer olaylara bu pencereden bakabilirsek mahrum olduğumuz şeyleri imtihanın bir parçası olarak görür ve verilene rıza gösteririz. Aksi taktirde kıskançlık duygumuz bizi düşmanlığa ve kötülüklere sürükleyebilir.

Evliliklerde Sorunlar

Günümüzde gençler, sosyal medya aracılığıyla ya da arkadaş çevresinden tanıdıkları kimselerle arkadaşlık kuruyor, görüşüyor, konuşuyor ve uzunca bir görüşmenin ardından evlenmeye karar veriyorlar. Fakat evlendiklerinde, eşlerinin haklarına saygı göstermek yerine nefsi istek ve beklentileri ile hareket ediyor boşanıyorlar. Evlilik Allah’ın bir mucizesi… Birbirlerini daha önce hiç tanımayan ve iki ayrı aile ortamında büyüyen kişiler tanışıyor, evleniyor ve yuva kuruyorlar. Allah bu insanların kalplerini birbirlerine ısındırıyor ve evlilik müessesi devam ediyor. Evlilikte ister kadın olsun ister erkek olsun doğup büyüdüğü ailenin alışkanlıklarını kendi ev yaşantısına taşıyor. Bu durum evliliğin ilk günlerinde bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bunun için bireylerin birbirlerinin değerlerine saygı göstermeleri ve evlilikle ilgili sorumluluklara uyum sağlamaları gerekir.

Evliliğin başlangıcında duygular daha yoğundur fakat zaman içinde duygular olgunlaşır ve kişi daha gerçekçi hayaller kurmaya başlar. Günümüzde yaşanan aile sorunlarına baktığımızda, çiftlerin gerçekle örtüşmeyecek beklenti ve hayaller peşinde koştuklarını görüyoruz. Özellikle evlilik öncesi kişi kendini ve eş adayını tanıyamıyor ve gerçeğe değmeyecek hayaller kuruyor. Ancak evlilik sonrası bu hayallerin yaşanması pek mümkün olmuyor ve sorunlar ortaya çıkıyor.

Beklentilerinizin Ne Kadarı Makul?

Eşim beni sevseydi aradığımda sıcak davranırdı: Özellikle hanımlar küçük meseleleri büyüterek eşlerinin kendilerini sevmediği kanaatına varabiliyorlar. Gün içinde işine yoğunlaşan ve çocuklarının rızkını kazanmaya çalışan eş ise hanımının neden böyle düşündüğüne bir anlam verememektedir. Burada kadın ve erkeğin yapısal farklılıklarının yanında eşlerden birinin bencil davrandığını ve eşinin sıkıntılarını dikkate almadığını görürüz.

Sevseydi bana çiçek alırdı: Kadınlar yapıları gereği daha hassas ve kırılgan olurken erkekler iş odaklı bir hayata adapta olurlar. Bu nedenle zaman zaman çatışmalar ortaya çıkabilir. Eşinin sevgisini ifade etmek için çiçekle gelmesini bekleyen kadın bu konuda düş kırıklığına uğrayarak, sevilmediği kanaatine varabilir. Hediyeleşme eşler arasında saygı ve sevgiyi geliştirir. Fakat bir kadının ya da erkeğin sevildiğinin tek göstergesi alınan çiçekler de değildir.

Birbirimizi sevseydik hiçbir zaman mutsuz olmazdık: Eşler aile ilişkilerinde ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar bu hayatın içinde acıya dair kırıntılar vardır. Her şey yolunda gidiyor diye düşünürken beklenmedik bir sorunla karşı karşıya kalabilir ve yeni durumla başa çıkmanın yollarını arayabilirsiniz. O nedenle yaşanan küçük sorunlar ya da çatışma durumları eşlerin birbirlerini sevmediklerini göstermez. Önemli olan sorunlara nasıl ve ne şekilde çözüm getirildiğidir.

Eşim benim duygularımı tahmin etmeliydi: Eşler bazen duygu ve düşüncelerini ifade etmekten kaçınır ve suskunlaşırlar. Burada karşı tarafa bir tepki vardır ancak verilen tepkinin iki tarafa da bir faydası yoktur. Bu nedenle eşler düşüncelerini ve beklentilerini açıkca ifade etmelidirler. Aksi taktirde hiç bir şey söylemeden karşı tarafın bizi anlamasını beklemek boşunadır.

Evlendiyse bakmak zorundadır: Günümüz hanımları vaktin çoğunu alış veriş yaparak geçiriyorlar. Her yeni çıkan ürün hanımın ilgisini çekiyor ve zamanla bu talepleri karşılamak mümkün olmuyor. Aldığı asgari ücretle evi geçindirmeye çalışan koca ise bir süre sonra patlıyor…Kadın ise “evin geçimini sağlayamayacaktın neden evlendin” diye çıkışıyor. Oysa ev müşterek bir yaşam alanıdır. Burada eşler birbirlerine destek vermeli ve ailenin saadeti için birlikte hareket etmelidirler.

Beni sevseydi kırmazdı: Bazı hanımlar, eşlerini insanüstü bir varlık olarak değerlendirir ve “sevseydi kırmazdı” diye düşünerek sevilmedikleri kanaatine varırlar. Burada aslında kişi genel olarak sevilmediğini ve sevilmeye değer biri olmadığını düşünmektedir. Çarpık bir anlayışa sahip olan bu kimseler her şeyin istedikleri gibi olabileceğini hayal ederler bir aksaklık olduğunda da yetersizlik duygusuna kapılırlar.

Birbirimizi seviyorsak her konuda hemfikir olmalıyız: Bazı eşler karşı tarafın düşüncelerine saygı göstermek yerine hep benim dediğim olsun ve benim düşüncelerim onaylansın isterler. Fakat bu mümkün olmaz ve bir süre sonra çatışma başlar.



1856 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Okuyalım, Okutalım
Site Haritası