• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uyanisyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905334645270
  • https://twitter.com/uyanisyayinevi
  • https://www.instagram.com/uyanisyayinevi

Günün Sözü

Dolmabahçe Sarayı'nda hazırlanan sergide hat, tezhip, ebru, minyatür, kaatı, kalemişi gibi sanatların ustalarını ve usta namzetlerini bir araya geldi

Aşkın Devrimi Fetih İSMEK Türk İslâm Sanatları İhtisas Merkezi hocalarının ve kursiyerlerinin el ve gönül birliğiyle hazırladıkları bir sergi. Sergi, ilhamını fetihten; bir adım öte 'Feth-i Mübîn aşkından almış.

Sergi, İstanbul'un fethinin 560'ıncı yıldönümü münasebetiyle hazırlanan sergi 29 Mayıs Çarşamba günü Dolmabahçe Sarayı'nda gönlünde sanat ve estetik değerlere açık kapılar bulunan yüzlerce gönül ehli insanın katılımıyla açıldı.

Sergi, hat, tezhip, ebru, minyatür, kaatı, kalemişi gibi sanatların ustalarını ve usta namzetlerini bir araya getirdi... Etkinlikte ebrucu Alparslan Babaoğlu, hat ve ebrucu Fuad Başar, tezhip ve minyatür ustası Serap Bostancı, Hezarfen Zeki Kuşoğlu, hattat Ali Rıza Özcan, hattat Arif Vural, ebrucu Ömer Faruk Dere ile sohbet ettik. Serginin açılışı öncesinde Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu Hoca ile öznesinde İSMEK ve öz sanatlarımız olan bir hasbıhal de yaptık. Hoca ile muhaveremizi okuyucularımızla paylaşmak isteriz.

PROF. DR. ZEKİ KUŞOĞLU: İSMEK MÜZE KURABİLİR

İbrahim Ethem Gören: İSMEK'in faaliyetleri hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu: İSMEK güzel faaliyetlere imza atıyor. Tebrik etmek lazım. Ufak tefek aksaklıkları görmemek lazım. İSMEK her yıl büyük sergiler düzenliyor. Bu sergilerde yer alan sanat değeri yüksek eserlerin İSMEK ya da İBB tarafından satın alınması vakıa mutabık olacaktır. Böyle olursa sanatkar da desteklenmiş olur sanat da... İSMEK geleneksel sanatlarımıza imkan ve kaynak ayırıyor. Ortaya çok güzel işler çıkıyor. Bu güzel işlerin artım bir müzede sergilenme zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Belediyeler topçulara-popçulara epeyce kaynak aktarıyor. Öz sanatlarımızın temsilcileri de desteklenmeyi hak ediyor. İSMEK yaşayan sanatkarlarımızın eserlerini satın almalıdır.

Sanat başta olmak üzere her alanda eğitim-öğretim çok önemli. Kimlikler eğitimle şekilleniyor. Kimliğinde zafiyet olan bir toplumdan çok şey beklememek lazım. İSMEK eğitime destek vererek bu noktada topluma, cemiyete önemli hizmetler üretti.

İSMEK'in geliştirmesi gereken yönleri neler?

Bu hususa da değineyim. Zaman zaman istişare toplantılarında eksik gördüğümüz hususları dile getiriyoruz. Mesela bunlardan birini az önce söyledim. İSMEK sanatçıların eserlerini satın alabilir.

İSMEK sanatkarlarla istişareye daha fazla zaman ayırabilir. İSMEK zenginleri sergilerinden eser almaları yönünde teşvik edebilir.

Bir de İSMEK'in genel sergilerini Kadir Topbaş Beyin iştiraki de önemli. Sanırım Kadir Bey bugün Sn. Cumhurbaşkanı ve Sn. Başbakan İstanbul'a olduğu için açılışa gelemedi. Ama sanatkar sergisine bulunduğu şehrin en üst düzey yetkilisinin, ita amirinin gelmesini bekler. Bu onun en tabii bir hakkıdır. 60 yıldan bu sana öz sanatlarımıza hizmet ediyorsanız Reis'ten eserlerinizi incelemek için 60 dakika ayırmasını beklersiniz.

Maddeten destek olamıyorsanız manen destek olursanız. Bu da önemli bir keyfiyettir. Gördüğüm aksaklıkları, eksiklikleri tenkit ediyorum. Doğru gördüğüm hususları dile getiriyorum. Tenkit ederim ama kırmam. Yapıcı eleştirilerde bulunurum. Herkesin eleştiriye ihtiyacı var. Herkes fikrini açıklıkla söylemelidir. Ben öyle yapıyorum. İdareci ile uygulayıcı arasında fark vardır. İdareci hadisenin her alanına nüfuz eder, yapılanları kontrol eder, ortaya güzel işler çıkması için elinden geleni yapar. Sadece talimatları uygularsa o zaman idareciden değil de uygulayıcıdan söz ediyoruz demektir.

Bir de bu sergilerden sadece İstanbullu sanatseverler istifade edebiliyor. Anadolu'daki belediyelerle temas kurularak İSMEK sergilerinin Konya gibi, Bursa gibi, Adana gibi, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde de sergilenmesinde fayda mülahaza ediyorum.

NAHT YAPIYORSANIZ HATTI BİLMENİZ LAZIMDIR

Hocam az önce sanatta eğitimin öneminden bahsettiniz... Pratikte bu husustaki bir uygulamadan bahseder misiniz?

Efendim, bir kere hangi sanat ve zanaat dalında olursa olsun yapılan iş usulüne uygun olarak yapılmalıdır. İşin gerektirdiği estetiği ve yöntemi bilmeden eser üretirseniz yaptığınız şeye eser denmez. Naht yapıyorsanız hattı bileceksiniz. Kalemişi yapıyorsanız tezhibi bileceksiniz. Geçenlerde Sirkeci'de Hocapaşa Camii'ne gittim. Camiinin kapısını yenilemişler. Aman Allah'ın ne felaket! O kapıyı alacaksın ustasının kafasına vuracaksın. Şimdi kapıya mı acırsın, cevize mi acırsın? Neye acıyacaksan acı artık. Kimse kapıdaki fecaati göremiyor. Gelen geçen kapıya hayran hayran bakıyor!

Aynı durum Konya'da Veyiszade Camii için de geçerli... Camiinin tezyinatına belki bir ömür adanmış ama yapılan çalışma bir işe benzememiş."

Zeki Kuşoğlu Hocayla hasbıhalimizi tam bitirmiştik ki İBB Eğitim Müdürü Mehmet Doğan Bey etkinlik alanına geldi ve böylelikle İSMEK sergisinin açılış seremonisi de başlamış oldu. Kürsüye ilk olarak hat ve kaligraf duayeni Ethem Çalışkan Hoca davet edildi. Ethem Hoca konuşmasında şu hususlara değindi:

"İstanbul'da 560 yıldır güneş batıyor, akşam-sabah oluyor ama karanlık olmuyor. İstanbul hep aydınlık. Bu aydınlık İstanbul'un fethinin aydınlığı.

Bir zaman Bizans'ın kurucusu Byzas'a, Apollo tapınağındaki rahip, yeni ülkesini 'Körler Ülkesi'nin' tam karşısına kurması gerektiğini söylemiş. Byzas, Sarayburnu tarafına geldiğinde Khalkedon'a bakmış ve "Burada yaşayanlar eğer karşı yakadaki güzelliği görmüyorlarsa gerçekten kör olmalılar!" demiş ve böylece M.Ö. 667'de, daha sonra Konstantinopolis'u kurmuş. Ve Fatih 560 yıl önce bugün Konstantinopolis'i fethederek İstanbul'u almış. İstanbul'u kurmuş.

Sultan II. Mehmet 21 yaşında Konstantinopolis'i alarak Fatih oldu. Yanında Hocası Akşemseddin vardı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'a Hocasıyla birlikte girdi...

AYASOFYA BİZİMDİR

Ayasofya tarihin bir dönüm noktasıdır. İstanbul'un fethi de önemli bir dönüm noktasıdır. İstanbul ve dolayısıyla Ayasofya kim sahip olursa onundur. Dolayısıyla Ayasofya bizimdir.

Fethin 560'ıncı yılında Fatih Sultan Mehmed Hanı ve Hocası Akşemmeddin (Hazretleri'ni) saygıyla, sevgiyle ve minnetle yad ediyorum. Fatih Sultan Mehmed dünyanın en büyük insanlarından biridir. Sadece bir çağı açıp kapamakla kalmamış aynı zamanda bir medeniyetin de açıcısı, fatihi olmuştur. Fatih için; Akşemseddin Hoca için şu anda gölgesinde bulunduğumuz kadim ağacın yaprakları adedince eserler üretsek yine de azdır... Böyle bir fetih gününde değerli sanatkarlarımız hocalarıyla birlikte çok kıymetli eserler hazırladılar. Onlara sadece teşekkür yetmez. Ellerine, yüreklerine sağlık. Aşkın devrimi bu eserlerin hazırlanmasına tek başına kaynaklık etmiş.

Karanlığı olmayan bu şehirde İstanbul'un fethinin anısına çok güzel eserler üretilmiş. Bu noktada Mehmet Doğan Beyi tebrik etmek gerekir. "

İBB EĞİTİM MÜDÜRÜ MEHMET DOĞAN: FATİH'İN İSTANBUL'U FETHETTİĞİ YAŞTASIN

Aksakallı Ethem Hoca'dan sonra mikrofon bu kez İBB Eğitim Müdürü Mehmet Doğan'ın elindeydi: "Serginin açılışına geç kaldım. Hakkınızı helal ediniz... İSMEK hocalarından birini; gemi-maket yapım hocamızı rahmet-i Rahman'a uğurladık... Cenaze namazına iştirak sebebiyle aranıza geç geldim. Hocamız çok naif bir zattı. Hak Teala hocamızın ruhunu Feth-i Mübin'in yıl dönümünde aldı. Mekanı cennet olsun. Hepinize hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Bir gün bizler de Hakk Teala'nın (irciî) emrine icabet edeceğiz...

Sergiye eserler veren hocalarımızın ellerinden öpüyorum. Elleri dert görmesin.

Sergimizi Fethin yıl dönümünde açarken aklımıza Fetih Şairi Arif Nihat Asya'nın mısraları düşüyor:

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek

Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.

Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.

Elde sensin dilde sen gönüldesin baştasın.

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Evlad-ı Fatihan, ceddinin şanına layık eserler meydana getirmek için gayret etti. Bu uğurda çalışmak ne güzel.  Böyle güzel eserleri ecdadımızdan bizlere miras kalan Dolmabahçe Sarayı'nda sergilemek de ayrı bir güzellik.

Allah hepimize böylesi müstesna toprakların üzerindeki nadide mekanlarda birbirinden güzel sergiler açabilmeyi lütfetsin. Hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Var olun efendim. "

Aşkın Devrimi Fetih sergisi için yoğun bir katılım olunca katılımcılar sergi mekanına sırayla alındı.

Sergi mekanına girdiğimizde öznesinde Fatih ve fetih olan onlarca eser karşıladı bizi... Birbirinden ala onlarca hüsn-i hat, minyatür, tezhip, ebru, kaatı, kaligrafi, çini, cam süsleme, sedef, kalemişi, ahşap oyma ve bilimsel bitki çizimi eseri...

ALPARSLAN BABAOĞLU: SERGİ USTA İŞİ

Evvel emirde Hattat Arif Vural'ın kamış kaleminden neşet eden Fetih Suresi karşıladı bizi... İnci gibi satırlara dizilen Fetih Suresi'nin tezhiplerinde ise Fidan Yılmaz, Zeynep Menteşe, Fikriye Başlılar ve Songül Kübra Ünsaç'ın imzaları vardı. Arif Hoca'nın ketebesi bulunan Muhammed Suresi'nin tezhiplerini Gökçen Kaplan, Sevgi Köksal, Dilek Sadıkoğlu, Şükriye Kamer Kaba el ve gönül birliğiyle tezyin etmiş.

Dolmabahçe Sarayı'nın duvarlarına yeni bir dinamizm katan eserler arasında Serap Bostancı Hoca'nın ve Taner Alakuş'un çalışmalarının da olduğunu belirtmek isterim.

Sergiyi ebru üstadı Alparslan Babaoğlu ile birlikte gezdik. Alparslan Hoca "Buradaki eserler talebe çalışmaları değil, usta çalışmaları. Biz de Kültür Bakanlığı'nın Topkapı Sarayı'ndaki kursunda öğrencilik yaptık. O dönemler de biz de eser veriyorduk ama şimdi geriye dönüp o eserleri buradakilerle kıyasladığımda burada arz-i endam eden eserlerin usta işi çalışmalar olduğunu görebiliyorum" dedi ve ekledi: Ayrıca buradaki hat yazıları da muazzam. Yakın zamanda Facebook hesabımı kapattım. Artık paylaşımlarımı instagram üzerinden yapıyorum. Orada Arap hattatlarının yazılarını inceleme fırsatım oluyor... Çok azı bizim hattatlarımız ayarında yazı yazabiliyor.

Fethin 560'ıncı yılı münasebetiyle aylar öncesinden hazırlanmaya başlanan eserlerde sanatkarların göz nurlarını temaşa ettik. Serap Hoca'nın ihtisas talebelerinin hazırladığı zırh, kaftan, kılıç, üzengi gibi savaş aletlerinde zarif bir estetikle fetih ruhu sembolize edilmiş.

TANER ALAKUŞ: İSMEK SERGİSİNDE ÇOK CİDDİ ESERLER VAR

Sergide İSMEK hocalarıyla da görüştük. Minyatür ustası Taner Alakuş sergiye dair kanaatlerini "Çok ciddi eserler var. Her şey çok güzel. Eskiden bizim sanatlarımızda işçilik ön planda olurdu. Şimdiki zamanda işçilikler yine çok güzel. Bununla birlikte tasarımlar ön plana çıkmaya başladı. Harika tasarımlar var" cümleleriyle özetledi.

İSMEK ebru zümre Başkanı Ömer Faruk Dere Hoca'nın sergi özelinde değerlendirmeleri şöyle oldu: "Sanata ve sanatçıya gem vurulamaz. Sanat bendini aşar gider. Maalesef sanata gem vurulmak isteniyor. Sanatçı frenlenmek isteniyor. Sanat hızını almış gidiyor. Ne engel tanır, ne fren?

Son yıllarda dikkatimi celb eden bir hususun atını çizmek isterim. Artık eserlerde tasarım ön plana çıkmaya başladı. Çok güzel tasarımlar yapılıyor. Yeni form arayışları var. Sanatkar özden uzaklaşmadan her türlü yeniliğe açık olmalı, yozlaşmadan uzak durmalı."

Sergide son olarak Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Kemal Kahraman'dan hizmetinde bulunduğu Dolmabahçe Sarayı'nda geleneksel sanatlar sergisi açılmasına dair kanaatlerini aldım. "İbrahim Bey. Saraylarımızda İslam Türk sanatları sergisi düzenlenmesi bizim için gurur verici bir hadisedir. Birbirinden güzel eserler müzemizi tezyin ediyor. Aşkın Devrimi Fetih sergisi ziyaretçilerimiz için de ayrı bir sanat ziyafeti anlamına geliyor.

DR. KEMAL KAHRAMAN: SERGİLER ANADOLU'YA AÇILMALIDIR

Günümüzde klasik İslam Türk sanatlarına olan ilgi günden güne artıyor. Bu sevinilecek bir durum. Milli Saraylar bünyemizde de Klasik Türk Sanatları Merkezimiz var. Bu Merkez'de Osmanlı kitap sanatlarının incelikleri genç nesle öğretiliyor. Takip etmişsinizdir, geçtiğimiz aylarda Merkez Hocalarımızın eserleri Kazan'da sergilendi. Ustalarımızın marifetleri Tataristan halkı tarafından ilgiyle incelendi. Önümüzdeki Kasım ayında da Merkezimiz öğrencilerinin eserlerini Dolmabahçe Sergi Sarayı'nda sanatseverlerin beğenisine sunacağız. Mezkur sergi de talebeler icazet heyecanını da yaşayacak.

İbrahim bey, İstanbul'da her seviyede onlarca sanat etkinliği oluyor. Fakat Anadolu bu sanat zenginliğinden nasiplenemiyor. İBB, Anadolu'daki belediyelerle iş birliği yaparak bu türden üst düzey sergileri Anadolu insanının irfanına arz etme yönünde adımlar atabilir."

Serginin 15 Haziran Cumartesi gününe kadar açık kalacağını belirterek son cümlemizi şöylece yazalım: Emeği geçen sanatkarlarımızı ve Nur Hanım nezdinde İBB Bağlarbaşı İhtisas Merkezi Hocalarını, talebelerini İstanbul'un Fethinin mânâ ve ehemmiyetini muvafık eserler hazırladıkları için hususen tebrik ediyorum.



Bu yazı 31.5.2013 tarihinde Dünya Bülteni sitesinde yayınlanmıştır.



2367 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Okuyalım, Okutalım
Site Haritası